Zamanda Yolculuk

BlackJack

MB Üyesi
Kayıt
14 Mart 2015
Mesajlar
19
Tepkiler
37
Yaş
47
Bugün portalda güzel bir konu paylaşıldı. Konuya yorumu burdan yazmak istedim. Zamanda yolculuk mümkündür. Şu ana kadar 4 boyutlu dünyamızda bilinen en yüksek hız ışık hızıdır. Işık hızı zamana en yakın hızdır ancak zaman ışıktan daha hızlıdır. Zamanın hızına yaklaştığımız için ışık hızına çıktığımızda madde olduğumuz için moleküllerimize ayrılıyoruz. Peki teorik olarak ışık hızını geçip hatta zamanın hızını da geçtiğimizi var sayarsak ne olur?

Madde olma özelliğimizi kaybederiz. Zaman boyutundan dışarı çıkarız, belki 5. boyut dedikleri şey de bu. İlgili makalede paylaşılan çizgi fimdeki gibi 4 boyutlu dünyamıza dışardan bakabiliriz. Zamanı başıyla sonuyla görebiliriz.
 

Kemal Okur

Yetkili Kişi
Yönetici
Kayıt
7 Şubat 2015
Mesajlar
353
Tepkiler
210
Yaş
29
Meslek
Mekatronik Mühendisi
Üniv
Fırat Üniversitesi
Işınlanmanın mümkün olacağına inanıyorum ancak zamanda yolculuğun olacağına pek inanmıyorum. Geleceğe gidiş belki mümkün olabilir ama geçmişe gitmek yakın teknolojide imkansıza yakın öncelikle ışık hızına yaklaşmamız lazım ancak şuanda yanlış bilmiyorsam en yüksek hıza çıkılabilen araç 100bin km/s den hal böyle olunca yakın gelecekte geleceğe seyahat çok uzak gibi duruyor.
 

Oğuzhan Mallı

Yetkili Kişi
Genel Yönetici
Kayıt
6 Şubat 2015
Mesajlar
549
Tepkiler
435
Meslek
Nükleer ve Atom Mühendisi
Üniv
MEPhI, KTÜ
Zamanda yolculuk aslında gerçek terim anlamı ile karıştırılıyor. Zamanda yolculuk mümkün mü yoksa mümkün değil mi sorularını cevaplamadan önce öncelikle şu sorulara cevap vermek gerek; gerçeklik nedir, varlık nedir. Aslında bu videoda açıklanmaya çalışılmış.

Tabi bu sorulara cevap verirken din kimliği bir kenara bırakılmalıdır.

Zamanda yolculuk; filmlerde ki gibi 1500'lü yıllara gidip hayatını orada devam ettirmek değildir. Yani şuan yaşadığımız evrende ve bildiğimiz fizik kanunlarına göre imkansızdır.

Yalnız paralel evrenler ilkesine veya çoklu evrenler ilkesine göre bunun olması mümkün. Yani birbirine paralel olan evrenler arasında geçiş yapabilirsek zamanda yolculuk yapabiliriz. Teoriye göre bu evrenler arası kanallar bulunmaktadır. Kanaldan ziyade geçiş diyelim. Bu evrenlerin her biri farklı bir zamandadır. Hatta sonsuz tane paralel evren vardır denilmektedir.

Işık hızına ulaşan maddenin boyu uzar( hareketli cisimden dışarı bakan gözlemci, hareket eden cisim, dışarıdan bakan birisi için ise hareket yönünde cismin daraldığını görecektir) ve madde enerjiye dönüşür. Geleceğe gitmek te bana saçma geliyor. Bu ancak paralel evrenler kuramında olabilir. Işık hızına ulaşan cisim için nerede ise zaman durmaktadır. O cisim için zaman çok yavaş akıyor olacak.
 

Furkan Gümüş

Makine Yüksek Mühendisi
Yetkili Kişi
Yönetici
Kayıt
8 Şubat 2015
Mesajlar
146
Tepkiler
213
Meslek
Makine Yüksek Mühendisi
Üniv
KTÜ, Marmara Üniversitesi
Gerçek anlamda birey olarak zamanda yolculuk mümkün olur mu demek şu anda teorik olarak kalsa da geçmiş zamanı izleyebileceğimiz bence olasıdır. Bugün bırakın ışık hızı hakkindeki düşünceleri 50 yıl öncesinde ses hızının bile bir canlı tarafından geçilmesi imkansız gözü ile bakılıyordu. Bu konu hakkında çok güzel bir belgeselde izlediğim olayı kısaca değinerek açıklamak istiyorum.

Ses hızı hakkındaki çalışmalar uzun yıllardan beri devam etmekteydi ve bilimciler ses hızını sadece onun benzeri bir şey olursa ancak o hızlarda gidilebileceğini, büyük yapıların dirence dayanamayacağı veya bu hızdaki davranışlarının çok farklı olacağı görüşündeydiler. Bir grup deneyselci bilimciler hızlı giden cisimleri yüksek hızda çekim yapan kameralar yardımıyla hızlarını ölçmeye karar verdiler. Yapılan deney gösterdi ki mermiler ses hızını geçebiliyor. (Mermi hızı, kalibresine, namlu çapına ve ayrıca silahın içindeki yiv setlerine bağlı olarak değişir) Bu olayın keşfi ile yeni bir bilimin temelleri atılmaya başlanır: Roket ve aerodinamik. Bunun bulunuşu yanlış hatırlamıyorsam 2.Dünya savaşı sonlarına doğru olması gerekiyor. Bilimciler ses hızında ve hatta onu geçebilen bir nesneyi keşfettiklerinde elbette önceki teoriler yerle bir olur ve ses hızında bir nesnenin gidebilmesi neye bağlıdır diye arayışa girerler. Pek çoğumuz raylar üstünde roketle bağlanmış araçların deneylerini görmüşüzdür. Tabii bu ilk olarak hayvanlar üstünde olmuş olsa da kısa zamanda yüksek hızda gidildiğinde açıkta kalan beden hasar alıyor. Yani o dönemde açık olan uçak tasarımları yerini kapalı olan kabine bıraktı. Her ne kadar roket biliminde Almanlar çok gelişmiş ve uçaklarında kullanmış olsalar da bu buluşlar savaşın bitiş dönemlerine çok yakındır. Bu yüzden, Almanlar savaşı kaybettiklerinde amerikalı'lar bu değerli bilimcileri kendi yurtlarına götürürler ve kendileri için bu tür tasarımları yapmalarını isterler. En nihayetinde mermiye benzeyen ilk ses hızını geçen uçak yapılır. "Daha savaşın bitmesinin üzerinden çok geçmemiş olsa da, Ekim 1947'de, Chuck Yeager
Linki görmek için izniniz yoktur Giriş yap veya kayıt ol.
adlı füze ile ses hızını geçti. Her ne kadar, savaş sırasında, bazı pilotların bombardıman için daldıklarında ses hızını geçtiklerine dair söylentiler olmuş olsa da, bu uçuş, kontrollü ve seviyeli bir şekilde ses duvarının geçildiği ilk uçuş olmuştur. wikipedia"
,
BellX-1.jpeg

Bende bu olayın bir benzeri olarak ışık hızı içinde şu anki bilimcilerin aynı tarzda düşündüklerini sanıyorum. Einstein fikirlerinde, klasik newton'daki referansın uzaydaki nesneler için yeterince açıklayıcı olmadığı için her şeyden bağımsız olarak gözlenen ışığı referans almıştır. Işık bizim algılaya bildiklerimizin son noktasıdır. Yani referans alabilmek için doğru bir ölçüt olmasına karşın mutlak doğru referans değildir. Sadece relatif (bağıl) olarak gerçekleşen olayları daha iyi açıklaya bilmemizi sağlar.

Bunu yine ses ve hatta radyo dalgaları vb. üzerinden düşünürsek şu anda yaptığımız her türlü yayın uzayda ilerlemektedir. Bilimsel olarak bilinen bir şeydir ki eğer imkanınız olsa ve kendi galaksimizin hemen dışında olup dünya ya doğru yönelmiş bir algılayıcımız olduğunda o anda Nazi'nin Almanlara yaptığı mitingleri dinliyor olurduk. Bu olayın canlı yani sanki yaşanıyormuş gibi olması ne kadar ilginç değil mi? Yani bizden milyonlarca önce sönmüş bir yıldızı şu anda hala varmış gibi görebilmemiz gibi...
Burada dikkat edilecek nokta gerçekte olay başlamış ve yol almıştır. Biz eğer bu hızı geçersek ve ötesinde durur beklersek yayılan dalga veya her ne ise onu canlı olarak dinlemek veya görmek mümkün. Yalnız bu değil ki biz zamanda yolculuk yaptık veya geçmişi değiştirebileceğiz.

Ben aynı olayın ışık içinde olduğu kanısındayım. Işık hızı einstein tarafından geçilemez denmiş olsa da bu onun referansı kabul ettirmesindeki şartıdır sadece. Mutlak olarak gerçekte bu hızın ötesi olabilir. Ancak önceden de dediğim gibi ışık hızı bizim şu anda algılayabildiğimiz tek mutlak ölçüt. Bu yüzden algıladıklarımıza göre yorum yapacak olursak ışığın karadeliklerdeki davranışını bize yol göstere bilir. Şu anda bilinenlere göre bakarsak ışığın kara deliğe düşmeden önceki anda, olay ufku yani zamanın durağan olduğu anda her şeyi aynı anda veya birbirine çok yakın olarak durduğunu düşünebiliriz. Eğer bir kara delik yanında tek parça olarak kalabilseydik tüm evreni izlemek mümkün olurdu. Ancak bunu değiştirme gibi bir şansımız yok çünkü biz olayın sadece izlerini görebiliyoruz aynı kamera kaydı gibi... Buradaki görüşler tamamen benim düşüncelerim, yanlış veya doğruluğu tartışabiliriz.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:

Nurdan Özmen

MB Üyesi
Kayıt
10 Şubat 2015
Mesajlar
4
Tepkiler
1
Yaş
32
Furkan Bey'in düşüncelerine katılıyorum. Işık hızını geçersek geçmiş bir zamanda varlık olarak orada bulunamayız sadece gözlemleyebiliriz. Geleceğe gidiş ise, eğer olay ufkunda bir müddet kalıp kendi gezegenimize gelirsek zamanın çok geçtiğini ve bedenimiz ile zaman yolculuğu yapmış oluruz. Yer çekimi filminde bu konu geçmekte idi. İzlemeyenler için önerebilirim.
 

Sercan Kaçar

MB Üyesi
Kayıt
8 Şubat 2015
Mesajlar
7
Tepkiler
4
Yaş
27
Lorentz bağıntılarına göre ışık hızına ulaşınca belirli bir alanda zaman duruyor. Eğer parçalanmadan ışık hızını geçtiğimizi düşünürsek denklemin sonuçu negatif değerler alıyor.Aslında bu Furkan Bey'in belirtiği gibi normal akan zamanın geriden bize ulaşmasıdır ki buda teknik olarak geçmişteki siz hariç olan bitenleri görebilirsiniz..Bazı bilim insanları bu negatifliğin bizi zamanda geri götürceğini düşünüyorlar ve önlerine büyükbaba paradoksu gibi paradokslar çıkıyor. Düşüncelerinde niyetli olan bilim insanları bu engelleri aşmak için palelel evrenler gibi zımbırtılar ortaya atıyorlar.4.boyut zaman kavramı Einstein'in ortaya attığı soyut bir kavramdır.Sorumuza gelecek olursak ışık hızında hareket eden cisim büktüğü alan çevresi içerisinde birim zamanda sonsuz hareket edebilir onun için 4.boyuta hakimdir diyebiliyoruz. Ama 5.boyuta hakimdir diyemiyoruz.Aynı bizim gibi 3. boyuta hakimiz ama 4.boyuta değiliz. Zaman kavramı tamamen görecelidir.Bu göreceli ilkeler kullanılarak çevremizde oluşan zamanın akışını yavaşlatarak , teknik olarak geleceğe bir adam daha gidilebilir.
 
Yukarı Alt