Ana SayfaMühendislikMühendislik Medeniyeti

Mühendislik Medeniyeti

Yakın zamanda, bir bilgi yarışmasına katılan gencin konuşmasını dinledim. İnsanların bu olaya sadece gülüp geçmesi bir sadeliğin, basitliğin ve alışılmışlığın belirtisiydi. Ülkemizin hatta dünyanın şekillendirilmesine talip olan insanlar, mühendisler yüzeysel düşünmemelidir. Basit düşünmemeliyiz.

Gördüğümüzün derinini, iç yüzünü kavramalıyız. Bu konuşmayı da daha derin manalar içerdiğini bilerek değerlendireceğiz. İlk önce ülkemizde gençlere ve hatta girişim kabiliyeti olan gençlere verilmeyen değerden, bir alt safhada ise gençlerin bu kabiliyetini gören öğretmenlerin akademisyenlerin ve ailelerin anlamsız bir biçimde bu işin üzerine gitmemelerinden dolayı herkes gibi şahsım da tedirgin. Bunun yanında, Mühendis Beyinler’in ve daha başka bilimsel çalışma yapan genç ve dinamik dimağların sistematik çalışmasını gördükçe ümit ve kuvvetimiz de artıyor.

Ydarışmaya katılan arkadaşın gerçekten sevdiği işi yaptığı ortadadır. Bu sayede hem mutlu hem de başarılı. Kendisi hassasiyet ve gizlilik isteyen kuruluşların açıklarını, anlatıldığı kadarıyla, art niyetli kişilerin eline geçmemesi için rapor halinde gönderiyor. Twitter bu kuruluşlardan birisi. Arkadaşı ile birlikte silikon vadisine davet edilip, teşekkür mahiyetinde ödül takdim edilmiş. Türkiye’de ise büyük bir bankanın açığını bulup rapor halinde bankaya gönderdiğinde  ise kendisine çift kişilik sinema bileti gönderiliyor. Olay o kadar ironik ve sinir bozucu ki, arkadaşımız cevap olarak bankanın tüm çalışanları için sinema bileti hackleyebileceğini iletiyor. Temennim şu ki; bu arkadaştan ülkemizin gerekli mercileri tam manasıyla istifade etsin. Arkadaşımızı işinin ehli olduğu bir alanda görmek isteriz. Belki daha nice arkadaşımızda ülkemizi ve insanlığı muasır medeniyetler zirvesine çıkaracak kabiliyetler vardır. Peki işinin ehli olan ve kabiliyetlerini olumlu manada kullanacak kişileri ne zaman olması gereken yerlerde göreceğiz?

Bu soruyu elbette herkes kendi vicdanına ve anlayışına göre cevaplandıracaktır. Burada, mühendisler olarak olmasını arzu ettiğim gelişmelerden bahsedeceğim. Her şeyi anladık. İcatlar yapılıyor, yeni keşifler oluyor, işlerimiz kolaylaşıyor. Ama bununla orantılı olarak gittikçe mutsuzlaşıyoruz.

Acaba mühendis adayları olarak bu gidişata nasıl bir tepki veriyoruz ve nasıl bir planlama ile buna müdahale edebiliriz? Aramızdan birilerinin ilerleyen zamanlarda yanlış giden işleri veya eksik olguları düzeltme vazifesine erişeceğini kestirmek zor olmasa gerek. Bundandır ki, devam ettiğimiz araştırmalar ve geliştirmeye gayret ettiğimiz çalışmaların yanında, problemleri analiz edebilen ve bunlara çözüm üreten mühendis bir beyine, yani şuurlu bir fikriyata sahip olmalıyız. Bu da mühendisliğin materyal boyutuna ek olarak daha ileri bir düşünce mekanizması ile hareket etmekle realist bir zemine oturabilir.

Böylece, bugün kazandıklarımızı ve benimsediğimiz fikirleri ileri zamanlarda kullanırken zorluk çekmeyiz. Mühendislik hayatın her kademesinde olduğuna göre mühendis bir beyin ile düşünmenin de herkese ve hayatın her kademesine faydası vardır. Bireysel anlamda bize düşen okuduğumuzu, dinlediğimizi ve öğrendiğimizi paylaşmaktır. Yani Bir Kandil’in etrafı aydınlatması misali fikirlerimiz ve eylemlerimizle çevremize de bilinç kazandırmalıyız. Aksi halde mühendislik çalışmalarımızın, iğneyle kuyu kazmaktan veya tabanı delik kovaya su doldurmaya çalışmaktan bir farkı kalmaz. Örnek olarak nükleer enerji meselesi verilebilir. Nükleer enerjinin kullanılmaması gerektiğiyle alakalı yazılar inatla yazılmaya devam ediyor. Buradan anlıyoruz ki; ne kadar faydalı  ve güçlü olursa olsun ortaya çıkardığımız ürünü önce benimsetmeliyiz. Yoksa nükleer enerji gibi güçlü bir kaynak bile bir tarafından tutularak kenara atılabiliyor.

Mühendisler olarak, asıl başarının, sadece icat etmek değil, icat etmenin yanında ve bunun da ötesinde  icadın insanlığa faydalı bir şekilde kullanılması için sonuna kadar çabalamak olduğunu idrak edebilirsek kültür ve anlayışımıza uygun gerçek bir mühendislik medeniyeti inşa edebileceğiz demektir. Yani bizim mühendislik anlayışımız bize ait kültürle yoğrulmalıdır ki bize engel teşkil edecek her şey gözümüzde bir hiçten ibaret kalsın.

Biraz daha ileri gidersek, birileri öncü olmasaydı bugün içinde bulunduğumuz çalışmalar nasıl başlayacaktı? Dahası bahsettiğim öncüler teşvik bekleseydi birilerinden, ne olurdu? Tabi ki beklemeye devam ediyor olurduk. İşte mühendis bir beyin ne beklediğine ve gayesine dikkat etmelidir. Karşılık beklemeden yapılan çalışmalar, bilgiye verilen kıymetin emaresidir. Bugün adını bildiğimiz kıymet verdiğimiz bilim adamları; kimseden bir şey beklemeksizin bütün varlığını, maddi imkanlarını çalışmalarına sarf eden insanlardı. Bu şekilde insanlığa kazandırdıkları ve inşa ettikleri bilim medeniyeti ortadadır.

Muharrem Çakmak
Muharrem Çakmak
Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği 4.sınıf öğrencisiyim. Savunma sanayi, Enerji kaynakları, Nükleer enerji ve Savaş Sistemleri üzerine araştırmalar yapmaya gayret ediyorum.

2 Yorum

Subscribe
Bildir
guest
2 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Arıcılık Malzemeleri

Yeni Yazılar

Mühendislik Maaşları

Bunları Gördünüz mü?