Kapalıçarşı Restorasyonu

[Ahmet Yurtbakan]

Sayın Meslektaşlarım

Kapalıçarşı restorasyonu durdu mu bilmiyorum ancak altı konuyu bilgilerinize arz ederim.

1)Kapalıçarşı elektrik ve kablo sistemi elden geçmelidir, Allah korusun yangın anında bu kablolar kanalıyla yangın her tarafa yayılır.
Lütfen Kapalıçarşı'ya girin kafanızı kaldırın, kabloların ve süslemelerin halini görün.
Duvarlar, süslemeler dökülüyor.

Esnaf memnun olmaz, çok haklıdır da. Benim Mühendis olarak fikrim Çarşının 1 sene hızlı bir çalışma için komple kapatılmasıdır, aksi durumda yama inşaatı olur, yama belli bir süre sonra yine patlak verir. Komple restorasyonda da daha sonra sürekli kazanan yine Çarşı, Sayın Esnaf ve İslambol olacaktır.

2)Mercan Camii restorasyonunda da hiç ses gelmiyordu.Çeşme kırılmış, akmıyor, çöp dolu.

Ceddimiz diyoruz, Osmanlı diyoruz, ancak bize paha biçilemez bıraktıklarına zarar veriyoruz, kıymet vermiyoruz.

3)Sandal Bedesten'de Nusret Et yer açıyor, her yer et ve duman kokuyor, trilyonlar kazanıyor, menü de fiyatlar ise ateş pahası, uzaktan seyredebiliyoruz ve koklayabiliyoruz. Nusret burayı açarken Kapalıçarşıya ve hemen karşısındaki Camii ve çeşme restorasyonuna destek veriyor mu? Türkiye Vatandaşlarına ve İslambolluya ne hizmeti oluyor?

4)Kapalıçarşı içindeki ana çeşmede ise kirli paspaslarını yıkayanları kınıyorum, su nasıl içeceğiz? Esnafın yaptırdığı çeşmede elimizi yüzümüzü yıkayamayacak mıyız? Dernek ve Esnaflar bu kirliliğe niye engel olmuyor? Kapalıçarşılı, İstanbullu sahip çıkmazsa, kim sahip çıkacak?

5)Çarşı giriş çıkış noktaları hiç Çarşıya yakışmıyor, tüm Kapılarda kötü kontrol noktaları yerine dokuya uygun kontrol üniteleri ve güvenlik elemanları olmalı.Örneğin her kapının ismine uygun giriş kapısı ve özel kıyafetli elemanlar. Kılıçlar kapısına yatağanlı yeniçeri kıyafetli yiğitler gibi.

6) Kapalıçarşı restorasyonu ile birlikte çevresindeki Han ve Kapanlarda ihya edilmeli, Çarşı kadar her han ve kapan ayrı güzellikte çünkü, güzel ve sağlam kalmalılar.

Bütçe diyeceksiniz, geleceğimize bırakacağımız miras geçmişimizdir, bu söz benim sözüm ve hakkını vermek için de çaba sarfediyorum.

İstanbul'daki Tüm Eski Eserlerimizin ve Müzelerinin, Sokakların ve Eski Evlerin Restorasyonu için;
"İslambol Seferberlik yılı"na
ihtiyacı var.
İnanınız yoksa taşkınlar, toprak kaymaları, gökdelenler ve yollar İstanbul'da Ceddimizden geleceğe eser bıraktırmayacak.

Sürçi lisan ettim ise affınızı rica ederim.

Emekli Mühendis Vatandaşınız olarak gönüllü emrinize amadeyim.

Hürmetlerimle
Ahmet Yurtbakan

 

[birx]

Her şehirde belediyelerin eposta ile şikayetleri aldıkları ve sıra numarası ile takip ettikleri bir sistem var, bulunduğunuz belediyeye veya büyükşehire yazarsanız konu eposta, dilekçe gibi kabul edilerek zorunlu takibe girmektedir. Size sonuçları yazılır. Bende bir restorasyon hatasını yazmıştım ayrıntılı bir resmi cevap gelmişti, takip edilerek sonuçlandırılmış görünüyordu. Burayı okuyacaklarını pek sanmıyorum
selamlar

 

[Ahmet Yurtbakan]

Sayın Mühendis Arkadaşım,

O tür bölümlere zaten yazılıyordur, Ben de yazıyorum tabii ki. Ancak konunun Belediye ve Kurumlarla alakası kadar İstanbullu'yu ve Mühendisleri direkt ilgilendirmesini öne çıkarmak istedim.

Üstat Koca Sinan yaşasa idi, bu kirlilik beni ilgilendirmez, Belediye ilgilensin mi derdi?

Benim yazımda farkındalık yaratmak istedim, konuya Mühendis olarak bir bakış açısı getirmeyi hedefledim.

Mühendis yalnızca projeyi çizmekle yapmakla kalmaz, yaptığı şeyin yaşamasını da takip etmeli, İstanbul'a ve geleceğe etkisi ne olacak diye ayrıca analiz etmeli.Yoksa inanınız İstanbul'u Mimar Sinan dirilse bile tekrar inşa edemez, keşke dirilse de işçisi olabilsek.

Koku ve duman içinde yeni bir mekan, kablo yığınları içinde Kapalıçarşı duvarları, iyi planlanmamış restorasyon projeleri Mühendisi ilgilendirir.

Hürmetlerimle
Ahmet Yurtbakan