Ana SayfaBilimŞu Anda mıyız Yoksa Geçmişte mi?

Şu Anda mıyız Yoksa Geçmişte mi?

Dünya üzerinde yaşayan biz insanlar olarak yaşamlarımızın hep, geçmişi “şuan” ı ve geleceği olduğunu düşündük. Fakat ya bu düşüncemiz gerçek değilse? Bu duruma normal bir şekilde bakıldığı zaman, evet tüm insanlar şu anı yaşıyor, bir geçmişi geleceği var ama ya teknik açıdan baktığımızda?

Burada sizlere; Genel Görelilik kavramı, eter maddesi veya Lorentz Denklemi gibi derin konulara girmeyeceğim. Ama birazdan anlatacağım teori Işık ve Işık hızı ile ilgili olduğu için biraz değinmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Yolculuğumuz başlasın.

Yaşamda ve evrende Işık Hızı gibi büyük bir kanun var. Nedir ışık hızı; bir maddenin veya enerjinin ulaşacağı son hız diye tanımlanır ve büyüklüğü de 299.792 km/s, tabi bu boşluktaki hızı. Peki; Gökyüzüne baktığımızda birçok yıldız ya da asıl şekliyle galaksileri görüyoruz. Şuan “baktığımız yerde, var olduklarını” düşünüyoruz. Halbuki bizim gördüğümüz o galaksilerin/yıldızların büyük bir kısmı, o baktığımız andan çok önce yok olmuşlardır. Bizim gördüğümüz sadece, o yıldızları uzun yıllar önce kendilerinden ayrılmış ışık dalgalarıdır. Ama bunlar bilinen gerçekler. Bilinmeyen ise; ışık hızı ve ışığın hayatımızda ne gibi bir önemi olduğu.

zamanda yolculukİnsan yaşamında; karanlık yerlerde her şey siyahın tonlarından ibarettir. Bizlerin Dünya üzerindeki bu kadar çeşitliliği görmemizi sağlayan tek şey ışıktır. Bilinenin aksine ışık aslında tek bir renkten oluşur ve içerisinde tüm renkleri barındırdığı için beyazdır. Çok farklı renkleri görmemizin tek sebebi renk pigmentleridir. Güneş ışığı veya bir kaynaktan çıkan ışık gelir; bir yüzeye (tshirt olur, bardak olur vs vs) çarpar, gelen ışık içerisindeki renklerin hepsi yüzey tarafından emilir, sadece o yüzeyin ayırıcı özelliği olarak bulunan renk yansıyarak bizim gözümüze ulaşır ve gördüğümüz cisimlerde rengi algılamamızı sağlar. Yazımın başında bahsettiğim acaba biz şu anı yaşıyor muyuz belirsizliği bu noktada başlıyor. Çünkü hayatımızın büyük bir kısmında gördüklerimizin üzerinde yansıyan ışıklar bulunmaktadır.

Matematik ve Fizik gibi alanlarda yani evrenin gerçekliğinde şöyle bir kural vardır; herhangi bir şey veya bir duruma “vardır” veya “yok sayılamaz” diyebilmemiz için, minimum seviyede dahi olsa o olayın oluşmasında etkisinin bulunması gerekmektedir. Şöyle ki, İzafiyet teorisinde gözlemci ve gözlenenin, ilk başta önemsiz gibi görünse de sonradan deneyler sonucunda çok önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Peki; en genel manada yeryüzünde baktığımız şeyleri gördüğümüz o anda, yani ışığın o yüzeyden yansıyıp gözümüze ulaşana kadar geçen aradaki o mesafenin hiçbir etkisi yok mu?

Baktığımız cisimle aramızdaki mesafeye bağlı olarak, bize ulaşan ışığın hızı yukarıda söylediğim gibi çok büyük bir birimi olsa da ve cisimle aramızdaki mesafe ışık hızına kıyasla çok kısa olsa da cisimden yansıyan ışık belli bir yol kat ettikten sonra bize ulaşıyor.  Baz noktası olması açısından örneğin; kat edilen bu yol 1 metrelik mesafedeki bir cisim için yaklaşık 3.3*10-9 saniye gibi çok kısa bir zaman sürer. Bu sonuçta bizi; ışığın o cisimden çıktığı andan itibaren belli bir gecikme ile bize ulaştığı yani artık geçmişte kalmış bir anın görüntüsü olduğu gerçeğine çıkartır. Tüme varım uygulayarak bu durumu yaşadığımız çevreye yayacak olursak; teoride biz insanlar yaşadığımız çevrenin hatta evrenin şuan bulunduğu yaşadığı zamanın gerisinden gelen, ‘aslında hep geçmişte’ yaşayan bireyler oluyoruz.

Son söz olarak; peki bu teoriyi bilim kurgu filmlerinde zaman zaman gördüğümüz bir düşünceye, özellikle savaş zamanları için ardıl görüntü oluşturma veya görsel manipüle gibi durumlar için konvert edilemez mi? Bir düşünün; oluşturulan cihaz veya kıyafet ile kendi görüntünüzün karşı tarafa ulaşma süresini kontrol edebildiğinizi ve bu yöntem ile düşmanın size baktığında aslında sizin 10 saniye önceki görüntüsünü görmesini sağlayıp o kişinin algısında gecikmeye yol açtığınızı. Bu konuya bir başka yazıda değerlendirmek dileğiyle, okuduğunuz için teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın.

Mustafa Serdar Cok
Mustafa Serdar Cok
Merhabalar; bendeniz Mustafa Serdar ÇOK. Balıkesir doğumluyum ama aslen Aydınlıyım. Karadeniz Teknik Üniversitesinde Jeofizik Mühendisliği okumaktayım. Öğrencilik dışında; bilim, beden dili, üç boyutlu modelleme alanlarıyla ilgilenmekteyim. İyi derecede Japonca ve İngilizce biliyorum.Anime izleyen özellikle Naruto hayranıyım. Nacizane alçak gönüllü ve insanların içindeki iyiliği görmeye çalışan birisiyim. Yazılarımdaki amacım okuyucuya hem bilgi vermek hem de keyifli bir an yaşatmak. Sürç-i Lisanım Affola, Saygılar.

5 Yorum

Subscribe
Bildir
guest
5 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Arıcılık Malzemeleri

Yeni Yazılar

Mühendislik Maaşları

Bunları Gördünüz mü?