Eğitim Sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Eğitim Sistemi için düşündüğüm


  • Seçmen sayısı
    45

Deduska

MB Üyesi
Kayıt
29 Temmuz 2016
Mesajlar
187
Tepkiler
124
Meslek
Developer
Şuan bu sayfada olan herkese çok teşekkür ederim. Belli ki senin de eğitim sistemi için bir kaç söyleyeceğin var. Senin şekillendirdiğin eğitim sistemi nasıl?

İlk önce anketi dolduralım. Sonrasında lütfen düşündüklerinizi yazın, ortaya çıkacak güzel şeylerin olacağını düşünüyorum.


Bu anketin ve araştırmanın amacı, tamamen eğitim sisteminin daha iyi olması için.

Benim yorumumu çok güzel anlatmış;

 

Oğuzhan Mallı

Yetkili Kişi
Genel Yönetici
Kayıt
6 Şubat 2015
Mesajlar
549
Tepkiler
435
Meslek
Nükleer ve Atom Mühendisi
Üniv
MEPhI, KTÜ
Bu videoyu ilk kez izledim. Gayet her şeyi açıklanmış doğru bir şekilde. 20 yıllık öğrencilik hayatımda hiç bir zaman okula bir heyecan ile gitmedim, zorunluluktan gitmişimdir. Bana da çok bir şey kattığını sanmıyorum, sadece hayatımın 3 te 1 ini çaldı benden ve hala devam ediyor. Daha kısa zamanda daha verimli bir metod ile bu eğitim verilebilirdi. Videoda da gösterildiği gibi 20 yıldır hiç bir değişim olmadı.

Benim eğitim sistemim tamamen uygulama üzerine olurdu. Soyut şeyler ile uğraşmazdım. Her şeyi somut şeyler üzerine yüklerdim. Öğrencileri yazılı veya çokdan seçmeli testler ile sınamazdım, daha farklı şeyler ile sınardım
 

Kemal Okur

Yetkili Kişi
Yönetici
Kayıt
7 Şubat 2015
Mesajlar
353
Tepkiler
210
Yaş
29
Meslek
Mekatronik Mühendisi
Üniv
Fırat Üniversitesi
Sistemin zaten bozuk olduğu sürekli sistem değiştirmelerinden bariz şekilde anlaşılabilir. O sorunun cevabı benim için kesin zaten. Ancak bu sorunun çözülmesi için adım atacak öğretmenlerimiz öğretmen gibi yetişmiyor. Kpss den en yüksek puanı alıp öğretmenlik lisansı olan herkes öğretmen oluyor. Geleceği inşa edecek taze beyinlere şekil veren insan sıkıntılı bir kere yani problemin kökü öğretmenlerimiz. Aramızda öğretmen arkadaşlarımız varsa alınmasın lütfen sözüm üstüne alınana.

Ha birde MÜFREDAT adını verdikleri şey var. Öğretmen mükemmel bile olsa bu seferde sistemin ona dayattığı içi boş lakırtılarla dolu kitabı çocuklara öğretmek zorunda kalıyor herhangi bir denetlemede başı derde girecek çünkü. Demem odur ki hepsi çok kötü vaziyette Türkiye. Bu konuda ciddi manada iyileştirmeler yapılmalı.
 

hytsnzl

MB Üyesi
Kayıt
18 Kasım 2016
Mesajlar
2
Tepkiler
3
Yaş
32
Üniv
Anadolu Üniversitesi
Poblemin çözümünü ben naçizane şurada anlattım. Bu benim en büyük projem.
Linki görmek için izniniz yoktur Giriş yap veya kayıt ol.


Hatta müsaade varsa konuyu direkt buraya taşıyayım.
 
Konu sahibi
Konu sahibi
D

Deduska

MB Üyesi
Kayıt
29 Temmuz 2016
Mesajlar
187
Tepkiler
124
Meslek
Developer
Forumda ilgili konu başlık altında paylaşım yapabilirsin.
 

mertcan.19

MB Üyesi
Kayıt
5 Kasım 2016
Mesajlar
24
Tepkiler
8
Yaş
28
Meslek
ÖĞRENCİ
Üniv
KARAMANOĞLU MEHMET BEY ÜNİ
Bana göre eğitim ; insanın içinde olmalı. Sistem ne kadar yanlış olsa da insan kendini geliştirmek istiyosa geliştirir. Gerek meraklı olması gerek ilgi alaka göstermesi yani kısacası öğrenmek isteyen öğrenir.
 
Konu sahibi
Konu sahibi
D

Deduska

MB Üyesi
Kayıt
29 Temmuz 2016
Mesajlar
187
Tepkiler
124
Meslek
Developer
@mertcan.19 kardeşim çok güzel açıklamışsın yalnız şöyle kısa bir eksik var. Önemli nokta evet kendisinin öğrenmek istemesi. İşte bu bilinci üniversite masalarında olgunlaştıktan sonra değil. İlk adımda öğretilmeli. İlk okul, lise gibi. Bir sonraki adımda öğrensin kendisi.
 

mertcan.19

MB Üyesi
Kayıt
5 Kasım 2016
Mesajlar
24
Tepkiler
8
Yaş
28
Meslek
ÖĞRENCİ
Üniv
KARAMANOĞLU MEHMET BEY ÜNİ
Sonuna kadar haklısınız. Bu işler ilkokulda değil , kreşlerde , anaokulunda öğretilmeli bana göre. Çünkü çocuk o yaşta başlıyor öğrenmeye aile taklitleri oyunlarla kendini savunma vs. O zaman burdan "Çocuk Gelişimi Uzmanlarıa" seslenelim ; arkadaşlar kişiyi geliştirmek için kızmak bağırmak , dövmek , sövmek yerine öğrenciden daha da ileri gidecek olursak paradan korkmanın bir mantığı yok. Meraklı toplum yaratmalıyız ama bu merak boş olmamalı , bu merak gelişime ar-ge ye icatlara yönelik olmalı pratikliğe yönelik olmalı.
 

szgncvs

MB Üyesi
Kayıt
11 Kasım 2016
Mesajlar
18
Tepkiler
14
Yaş
28
Üniv
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Video her şeyi çok güzel özetlemiş. Hepimizin şikayet ettiği, yanlış gördüğü konulara değinmiş. "Müfredatlar, hayatlarında bir kez bile ders vermemiş politikacılar tarafından hazırlanıyor." ifadesi bize, insanların doğru eğitim sistemini tartışıp sonuca götürmeyeceğini anlatıyor gibi. Maalesef, ülkemiz için değil dünyanın genel yönetim biçimlerinde eğitim sistemi devlet büyükleri tarafından düzenlenip uygulamaya alınıyor. Eğitim sistemi yüzyıllardır değişmediğine göre -ki böyle giderse değişmeyecek- , bu değişime devlet tarafından değil en alt kademeden; yani bireyden başlamalıyız. Kişi, önce kendisini sonra ailesini ve çocuğunu, öğretmen, önce kendisini sonra eğittiği topluluğu değiştirmeli. Eğitim sisteminin uygun gördüğümüz çözüme kavuşmasının tek oluru bu gibi geliyor bana. Tabii ki bu benim bireysel görüşüm. Ancak eğitim sisteminde farkındalık yaratmadığımız sürece bu düzen böyle devam edecek ve yalnızca ufak bir kesim bundan şikayetçi olacak.
 

ahmettpc

MB Üyesi
Kayıt
28 Kasım 2016
Mesajlar
2
Tepkiler
3
Yaş
27
Üniv
Erciyes üniversitesi
Öncelikle herkese iyi forumlar. Öğrenciyi teşvik edici unsurlar yok ve çoğunlukla derste ilgi çekici herhangi bir unsur olmadığından öğrenci dersten kopuyor ve amaaan sınavdan önce çalışır hallederim düşüncesi oluşuyor. sistemin yanlışlığı bence öğreten kişilerin işlerini severek yapmadıklarından kaynaklanıyor. öğretmeyi gerçekten isteyen, ülke için gerçeğe hayırlı evlatlar yetiştirmek isteyen, yaptığıi işi para için ünvan için değil de gelecek nesiller için yapan öğretmen sayısı çok az. bahsettiğim tarzda kendini yetiştirmiş öğretmenlerin, eğitim görevlilerinin, doçentlerin, profesörlerin ne kadar çok sevildiği de aşikar benim görüşümden. derslere severek ve isteyerek girip hocanın bizlere bir şeyler katmak istediğinin farkına vardığımda zaten ister istemez bir vicdan yapıyor ve dersi daha iyi öğrenmek ve uygulamak için kendimi daha çok yıpratıyorum. ayrıca öğrendiğimiz seylerin kullanım yerleri çalışma ortamları yapılan yanlışların neler doğurabileceğini de göremediğimizden o dersin kağıt üzerinde kalacak olması biraz da olsa isteği ve ilgiyi azaltıyor. ben bir sistem oluştursaydım eğer herkesin ilgi duyduğu severek yapacağı işlere yönelmesi iiçin elimden geleni yapardım ve teorik bilginin yanı sıra pratikte de o bilgilerin uygulanabilmesini isterdim.
 

Erdi hazan

MB Üyesi
Kayıt
12 Aralık 2016
Mesajlar
8
Tepkiler
2
Yaş
32
Üniv
Kırıkkale üniversitesi
Sadece eğitim sisteminde revizyonlar sorunu çözmez sosyal alt yapıdan,hukuk ve iktisadi sisteme oradan uluslararası ilişkilere kadar uzman kişilerin entegrasyonunu sağladığı yeni bir sistem gerekiyor.
 

BenKisacaSD

MB Üyesi
Kayıt
13 Aralık 2016
Mesajlar
4
Tepkiler
1
Yaş
27
Meslek
Mekatronik mühendisliği
Üniv
Celal bayar ünüversitesi
Butun cevaplari okudum ve ben de konu hakkın da bir kaç şey paylaşmak isterim hepiniz cihan nalbantı biliyorsunuzdur bilmiyen varsa internetten bakabilir videolarina bu kişinin yaptığı gerçekten çok cesurca bişey eğitim sistemini reddeden bir öğrenci olarak gösterilebilir.. eğitim sisteminin yanlışlığına verebileceğim en basit ve aklıma ilk gelen örnek okulda biz mühendis olmak icin yetistiriliyoruz ama neden sinavlarimiz kagit ustunde bir ton islemlerle cikarimlarla yada teoremlerle ilgili herseyi gectim bu yuzyilda hangi muhendis islemlerini eliyle yapiyor hersey bilgisayar ustunden artik butun hesaplamalar peki okullarda bize bilgiyi bilgisayara dogru isleyip net cevaplari bulmak icin degilde sacma sapan sinavlarda zorlayici islemlerle sayfalarca cikarim yapmamizi istiyorlar.. aslinda egitim sistemi ne olursa olsun butun is cesaret ve kendine guven.. her duruma burasi turkiye diye yaklasmaktan gelecegimiz heba oluyor.. bir arkadasim var ve cidden cok yetenekli ilerde turkiyenin adini duyucagi bir sanatci olabilicek potansiyelde calamadigi enstruman yok neyinden kemanina kadar ama o konservatuara gidemedi nedeni ise "burasi türkiye" simdi hic mutlu olamiycagini bildigi halde insaat muhendisligi okuyor sistemin yaptirimindan dolayi hayallerinden vazgecmek zorunda kaldi.. bizler deneme tahtasi olmayi reddetmedikce bu sistem bizi istedigi gibi yazip cizmeye devam edicek
 

Furkan Bayram

Yetkili Kişi
Moderatör
Kayıt
15 Şubat 2015
Mesajlar
94
Tepkiler
69
Meslek
Makine Mühendisi
Üniv
Fırat Üniversitesi
Verebileceğim cevap "hangi eğitim ve hani sistemden bahsediyoruz ?" şeklinde olmaktan ileri gidemiyor maalesef.
 

msadikagar

İnsanları doktorlar yaşatır insanlığı Mühendisler!
MB Üyesi
Kayıt
29 Kasım 2016
Mesajlar
57
Tepkiler
39
Meslek
Gemi Makineleri İşletme Mühendisi
Üniv
Piri Reis Üniversitesi
Eğitim ve sistem malesef ülkemizde sadece sözlük anlamı bilinen bir şey . Halbuki eğitim ve sistemi anlamından ziyade yaşamak yaşatmak bizler için daha verimli olacağını düşünüyorum. Aksi takdirde dersleri öğrenmek yerine geçmek için gelmeye devam edilecektir.
 

SpyCod3

#./646e63
MB Üyesi
Kayıt
17 Aralık 2016
Mesajlar
6
Tepkiler
4
Meslek
Back-End Developer
Ülkemizde Eğitim ve Sistem yanlış. Sebebine gelecek olursak eskisi kadar öğretmenler denetlenmiyor öğrenicisine taciz eden, öğrenicinin eline silah ve idam ipi verip resmini çeken vs. bunun gibi bir çok akıl hastası öğretmenler var. Oysa o çocukların ahlaklı şekilde eğitilmesi ve doğru yolun gösterilmesi gerek. Bir diğer eğitimin yanlış olduğu yön ise rüşvet alan öğretmenler. Kendimden örnek vermek gerekirse benim için eğitim lise döneminde bitmişti. Liseye geç kayıt olmaktan dolayı mecburi eşit ağırlık okuyordum ve sözel dersi sevmediğim için notlarım düşük geliyordu. Okul sonu sözel derslerden (baraj dersler hariç) 4 adet 1 vardı karnemde ve sınıfta kalmıştım sınıfın en arkasında oturan kızın karnesine baktığımda 2 adet 0 ve 4 adet 1 ile geçti yazısını gördükten sonra benim için eğitim ve sistem bitmişti. Sonra tabi bunun rüşvet olduğu ortaya çıktı. Malum para insanın gözünü kör ediyor fakat insanların hayatlarıyla oynuyorlar. Bilgisiz doktorlar, mühendisler, öğretmenler yetiştiriyorlar.
 

Dosyalar

HSamet

MB Üyesi
Kayıt
14 Ocak 2018
Mesajlar
14
Tepkiler
0
Yaş
30
Üniv
Saü
5000 karaktere sığdırabildiğim kadarıyla BİMER'e yazmışlığım var. İçinde eğitim dışı konudan da bahsetsem, buraya eklemek istedim.

Karşıma çıkan kavram ve değerleri anlamlandırarak yaşamayı seviyorum. Bunu, mecbur olduğumdan değil, sevdiğimden yapıyorum. Örnekle, dinimizin bir gereği olan, önemli değerlerimizden biri namazdır. Namazın çok anlamı var. Aslında birbirlerinden farklı gibi görünen diğer ibadetleri de içinde zaten barındırıyor. Örneğin, yeryüzünde bir araya gelip namaz kılabiliyorsak, bunu ülkemizi savunabildiğimiz için başarabiliyoruz demektir. Aslında namaz kılma konusunda durumumuz, ülkeminiz, ülke değilsek(Sincan-Uygur Özerk Bölgesi gibi) toplumumuzun özgürlük anlamında ahvalini yansıtır. Bir önce ki parantez içinde ki yeryüzü parçasında yaşayan insanların özgür olmadıklarını, serbestçe ve hesap vermeden namaz kılamadıklarını görünce, gece sahura kalkamadıklarını, kalksalar da ışığı açamadıklarını öğrenince ahvallerinin farkına varıyoruz. Namaz değerimizin bir diğer anlamı, namazın kılındığı ibadethanemiz olan Cami çevresinde yaşayan insanların toplanıp, yaratana ibadet etmenin yanı sıra, orada olan veya olmayan bölge ahalisinden insanların, hatta hayvanların, hatta bitkilerin bile sorunlarını görme, tartışma, çözme yerleridir. Hatta kitabımız Kuran'ı Kerim'de bu toplantıların en azından haftada bir yapılması adına Cuma Namazı üzerinde özellikle durulmuştur. Cuma isimli sûre ile bunu görebiliriz. Camiler, sorunu ile gelenin sorunu ile ayrıldığı bir kurum olmaktan acilen çıkarılmalıdır. Müftülüğe halkın cebinden üç beş kuruş toplama merkezi olarak hiç kullanılmamalıdır. Diyanet kapsamında harcamaların da gösterişten uzaklaştırılması neredeyse mecburi bir hal almıştır.

"Karşıma çıkan kavram ve değerleri anlamlandırarak yaşamayı seviyorum. Bunu, mecbur olduğumdan değil de sadece sevdiğim için yapıyorum" ifadelerini kullanmıştım. Mecbur olduğum ne varsa zaten yapmayı reddediyorum. Bu sebeple başarısız bir öğrenciyim. En azından bir çıkış yolu arayışımı sürdürmekteyim. Eğitim meselesi tartışılıyor, gelelim. ASELSAN mühendisleri öldürüldüğünde orta okuldaydım. Görüşlerimi genel olarak en sevdiğim iki öğretmenden biri olan Mehmet KURDAŞ hocam ile paylaşıyordum. Kendisi sosyal bilgiler ve tarih üzerine derslere giriyordu. Orta okulda(6-7-8. sınıflar) ders çalışmama nedenlerimden birisi ve en önemlisi, bilim adamlarının kaydettikleri iyi niyetli gelişmelerin, ülkemiz ve ülkeler karşıtı kullanılabildiği ve böyle bir işleyiş içerisinde bilim ile uğraşmanın boşunalığı gibi düşüncelerimden kaynaklıdır. Anlatılan dersleri takip edip, dinleyip, anlayıp başarılı olabilirdim. Tahtayı göremeyecek kadar bozuk olan gözlerim için bir uzak gözlüğü alıp kullansaydım tabi. Ancak yapmadım. Her ne kadar pişmansam da, o dönemin şartlarında düşüncelerim ve farkındalığım ile kendimle ayrıca gurur duyduğumu söylemeliyim. Eğitimde gerekli en büyük değişim, gençlere amaçlar kazandırmak, amaçlarında yollarını açmak, amaçlarında yollarına istikamet dahilinde fosforlu çizgiler çekmek ve yollarını aydınlatmak şeklinde olacaktır. Finlandiya örneği diyorlar, tamamen karşıyım. Gevşek bir eğitim düzeni kesinlikle ihtiyacımız olmayan bir uygulamadır. Güney Kore gibi ülkeleri eğitimde örnek almanın yanı sıra, liseye her girenin girdiği gibi mezun çıkmasının önüne -kısmen- engeller yerleştirmeliyiz. En önemlisi de, gençleri boğmadan bunu yapmak gerek. Barajı geçenin ek puanlar ile mühendislik kazanabildiği bir ülke, ülke dışında doğru düzgün temsil edilemez ben buna inanıyorum. Önereceğim çözüm, artan teknisyen ve tekniker ihtiyacına da ilaç olabilecek kanaatindeyim. İnşaat teknolojisi bölümü okuyorum, sayısalda zorlanıyoruz. Çözüm meselesine ayrı bir satır başı açarak devam edeceğim.

Bir öğrenci hangi liseye başlarsa başlasın, ÖSYM sınavlarında değerlendirme unsuru olan fizik, biyoloji, kimya, matematik, türkçe, edebiyat, tarih, coğrafya, felsefe derslerini devletin her ders için ayrı ayrı açacağı bir sınavla vermesi gerekir. Bu yöntem öğretmenin başarısını ortaya çıkaracağı gibi, şişirme notların da önüne geçer. Öğretmen kalitesi artar. Üstelik 325 puan aşağısına mühendislik kapıları kapanır çünkü puan yapabilen öğrenci sayısı artar. Bu puanlar göz ardı edilmemeli zira puandan ibaret değiller. Sorunlarla başa çıkabilme yeteneği, özellikle matematik ve fizik ile sağlanır. Beraberinde, mühendislikte matematik 1 ve 2 düzeyleri sıkça kullanılır, limit türev gibi konuları bilmeyen birinden iyi bir mühendis olması beklenemez. İşleyişi aşağıda anlatacağım.

Öğrenci 14'lü yaşlarında lise öğrenimine başlar. 18'ine gelene kadar yukarıda saydığım dersleri alır, verirse mezun edilir. Mezun olan öğrenci liseden aldığı teknisyenlik ve diğer tüm mesleki yetkileri kullanabilir. Devlet sınavlar açar. Bu sınavlar fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi ayrı ayrı günlerde açılır. Müfredat bu sınavlarda öğrenciye soru olarak yansıtılır. Öğrenci derslerden başarı sağlarsa ÖSYM sınavlarına hak kazanır. Sağlayamazsa, bu başarıyı gösterene dek üniversite sınavlarına alınmaz ancak mesleğini yapabilir. Bu başarı kıstasını sağlayamayan öğrenci, lisede söz konusu dersleri 5 üzerinden 4-5 gibi notlar ile geçmiş ise ilgili öğretmen incelemeye alınır. Öğretmene incelemeye alındığı içeriği okul yönetiminden gizli bir kağıt ile bildirilir. Gelecekte yaşanacak süreç ile ilgili de bu kağıtta bilgiler yer alır. Örneğin, öğrenci okulda fizik dersi ortalaması 5 ile geçmiş olsun. Devletin yaptığı sınavdan ise karşılığı 3 olan bir not almış olsun. 3/5=0,6 gibi yöntemlerle hesaplanır, öğretmen başarısını da bu değerler yansıtır. Başarısız ise ders sayısı azalır, maaşı yarıya iner, kısa süre el çektirilir ek formasyon uygulanır, eğitmenin eğitimi etkinlikleri düzenlenir, çeşitli önlemler alınabilir tabi.

Önemli olan, bu sınavlarda başarılı olacak öğrencilerin en azından 300-325 gibi puanları yapmaya hazır olarak sınava girmelerini sağlamaktır. ayrıca eğitmen kalitesi tespiti için de bu çok önemlidir. İsteyin isim vereyim, "eşeği bağlasan dört senede mezun olur gider buradan" diyen nam-ı öğretmenlerimiz vardı. E hayırlısı.

Ek: Lise 1 Tarih kitabında mesela, İyonya konusundan biraz önce 100 yıl Truva Savaşları eklenmeli. Yöntemle(misal isimden yola çıkarak) tarih nasıl araştırılır bu öğretilmeli. Kavimler Göçü, farklı tarihler ele alınarak değerlendirilmeli. Karşılaştırmalı tarih önemli, bu öğretilmeli. Milattan Önce tarih başlangıcından günümüze her 100 yılda değişen Dünya Haritaları öğrencilere dağıtılmalı, Hazar Denizi'nin Kavimler Göçü'ne nasıl etki ettiği, Türklerin yayılmasında nasıl bir etkisi olduğu, Türklerin Anadolu'ya girmesinin nasıl geciktiği, Truva Savaşı Çin sınırından çıkıp kuzey topraklarından Avrupa'ya at ile gidenler ile Romalılar arasında mı yapıldı, 1071'den çok daha önce Keltler(Beyaz Türkler) ile Romalılar kol kola Anadolu'ya Troya(Trakya) üzerinden nasıl girdiler, neden ülke isimlerinin sonu -ye, -ya, -y ekleriyle biter, yakın tarihte Çin'de Türk ve Moğol bölgeleri tarihi gibi bilgileri öğrencilerin öğrenmeye hakları var, bu bizim tarihimiz. İslamiyet nasıl yayıldı, Çin sınırı içinde Türkler ile nasıl iletişim kuruldu, ayrıca Londra'nın eski adı Türkije miydi, neden böyleydi aktarılmalı. İslam ile birlik Türk kimliğine sığınmazsak, biri gider diğeri gelir. Çin ile mücadele edemeyiz. Ural, Altay, Slav nedir, Asya Hint Yunan, 2. Kılıçarslan ülkeyi neden akrabalarına dağıttı bunlar anlatılmalı. olarak sınava girmelerini sağlamaktır. ayrıca eğitmen kalitesi tespiti için de bu çok önemlidir. İsteyin isim vereyim, "eşeği bağlasan dört senede mezun olur gider buradan" diyen nam-ı öğretmenlerimiz vardı. E hayırlısı.
 
Son düzenleme:
Yukarı Alt