Ana SayfaSağlıkBipolar Tedavisi Hakkında Bazı Araştırmalar

Bipolar Tedavisi Hakkında Bazı Araştırmalar

Bu makalemde bipolar bozukluk hakkında üç farklı araştırma konusuna kısa kısa değineceğim, umarım sizler için bir solukta okuyabileceğiniz faydalı bir makale olur. Konu başlıkları şu şekilde:

  1. Bipolar I bozukluk ile madde kullanımına bağlı bipolar bozukluk arasındaki ilişki.
  2. Bipolar I bozukluk ile HDL (iyi huylu kolestrol) ilişkisi.
  3. Bipolar bozukluk tedavisinde nöroterapi yöntemi.

Bipolar I bozukluk ile madde kullanımına bağlı iki uçlu mizaç bozukluğu arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları ortaya çıkarmak için bir deney yapılmış, bu deneyin sonuçları akıllardaki bazı sorulara ışık tutabilir belki bilemiyorum.

Deneyin sonuçları aşağıdaki gibi:

  • Sosyodemografik Özellikler
  • Soygeçmişte psikiyatrik hastalık
  • Eşlik Eden Hastalık
  • Travma ve Türü
  • Yaşam Olayı

kategorilerinde BP I bozukluğu olan hastalar ile antidepresan kullanımına bağlı kayma olan hastaların arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamış. Şiddet kategorisinde BP I bozukluğu olan hastalarda ilk epizot %80’inde “ağır” şiddetli, antidepresan kullanımına bağlı kayma olan hastalarda ise ilk epizot %72’inde “orta” şiddetli gerçekleştiği görülmüş.

bipolar

İlaç tipine göre düzelme kategorisinde BP I bozukluğu olan gruptaki hastaların %4’ünün kendiliğinden, %4’ünün antipsikotik kullanarak, %9’unun antidepresan kullanarak, %82’sinin kombine tedavi ile düzeldiği görülmüş. Antidepresan kullanımına bağlı kayma olan hastaların ise %44’ünün iyileşemediği, %3’nün kendiliğinden, %41’nin antidepresan, %12.5’inin de antipsikotik+mizaç düzenleyici kullanarak iyileştiği bulunmuş.

Bu veriler eşliğinde sonuç olarak antidepresan kullanımına bağlı kayma olan hastaların, madde kullanımına bağlı bipolar bozukluk kategorisinde değerlendirilmeleri gerektiği düşünülmüş. Burada bir kişide %41 oranında antidepresanla iyileşme gözüküyorsa, fakat antidepresan + antipsikotik alınan dönemlerde alkol ve sigara kullanımımın da olduğunu göze alırsak ve alkol ve benzeri uyarıcı madde kullananların araştırma dışı tutulduğu bilgisini verirsek, bu durumda o kişi kendi ayağına çelme takmış bulunmaktadır. Ve bu durumda %12.5’un dahil olduğu iyileşme yöntemini kullanan bir kişi, az da olsa alkol ve sigara içmesine rağmen sağlığında herhangi bir kötüye gitme olmayabilir sonucuna varabiliriz.

bipolar tedavi

Bu arada 1994 yılında yapılmış başka bir deneyin sonucuna göre de valporatların tek başına lityum ve başka ilaçların kombinasyonundan ya da tek başına lityumdan daha etkin olduğu gözlemlenmiş, demek ki o tarihlerden beri valporat içeren ilaçlar kullanılıyor demek oluyor bu. Benim burada soracağım soru peki neden bu araştırmaya rağmen hala lityum kullandırılıyor hastalara? Bu üzerinde tartışılması ve düşünülmesi gereken bir konudur.

Şimdi başka bir konudan bahsedeceğim.

Geçmiş yıllarda bipolar tip 1 bozukluğu olan hastalarla yapılan bir deneyde, hastalığın iyi huylu kolestrol HDL ile olan ilişkisi gözlemlenmiş ve hastalığın vücuttaki HDL düşüşüne bağlı olduğu gözlemlenmiş. İyi huylu kolestrol düşüşünün hastalığın oluşumuna ve gelişimine neden olduğu düşünülmüş fakat en güçlü kanıtlar hastalığın karakteristik bir özelliği olmaktan çok, hastalık seyrinden etkilenen durumsal bir faktör olabileceği yönündeymiş. Ancak bu araştırmada, kış mevsimi dışında tüm mevsimlerde iki uçlu hasta grubunda kontrol grubuna kıyasla HDL düzeylerindeki anlamlı düşmenin hastalık doğasıyla ilişkili olabileceğini düşünülmüş. Yine de bu deneyin sonuçlarına göre, iyi huylu kolestrol (HDL)’nin yükseltilmesi için bipolar bozukluk hastalarının şöyle bir hayat yolunu takip etmeleri gerektiğini düşünüyorum:

  1. Aerobik egzersizle zayıflama
  2.  Etkili ve bilinçli bir diyet:
    a) Karbonhidratlardan kaçının ve sızma zeytinyağı ile beslenin.
    b) Düzenli balık yiyin ve balığın yanı sıra düzenli olarak omega 3 ve 6 kapsülleri alın.
    c) Başta kırmızı et, paketli gıdalar ve margarin olmak üzere kötü kolesterol içeren yiyecekler yasak.
  3.  Sigara içiliyorsa, sigarayı bırakın.

Ve son araştırma konusu olarak nöroterapi yönteminden biraz bahsedelim.

Türkiye’de son yıllarda yaygınlaşmaya başlayan bir tedavi yöntemiyle buluştu halkımız, nöroterapi yöntemi. Yurtdışında 40 yıldır uygulanan nöroterapi yöntemi, ağrısız, sızısız, beyne zarar vermek ya da hastalığın semptomlarını baskılamak yerine hastalığın kök nedenini yok eden, beyni tazeleyen, sorunlu kısım neredeyse tespit edip o sorunu kökten yok etme iddiasında olan bir tedavi olarak bipolar hastaların son umudu haline geldi.
Aslında pek çok insan tarafından da biliniyor mu ondan da pek emin olmamakla birlikte, yöntemin detaylarına insan kendisini kaptırınca, bu yöntemin iyi geleceğine inancı da artıyor. Ankara dahil olmak üzere birçok şehirde merkezleri olan nöroterapi tedavisinin en çok merak edilen kısmı elbetteki ücreti ve ücret – derman dengesi, nöroterapistlere başvurarak bu merakınızı da elbetteki gidermeniz mümkündür, nöroterapistlere ulaşma konusunda google epeyce işine yarayacaktır.

Nöroterapi, beyin çalışma özelliklerine rehberlik ederek, beyine doğru çalışma yöntemini gösterir. bu olay esnasında kontrol tamamen beyindedir. Oysa ilaç alımlarında beyin kontrolü yoktur. İlaçlar kan aracılığıyla beyine ulaşarak etkilerini doğrudan gösterir. İlaçların etki süreleri geçince tekrar başa dönülür. Oysa nöroterapi yönteminde beyin, her seansta yeni bir kazanım elde eder. Bu kazanımların birikimi sonucu, beyin normal çalışma yöntemine kavuşur. İlaçların bunu sağlaması olanaksızdır. O yüzden nöroterapi yöntemi hastalar için cazip bir tedavi yöntemi olacaktır.

Utkay Nesim Gögebakan
Utkay Nesim Gögebakanhttp://utkaynesimgogebakan.academia.edu
Proje ve kalite, süreç ve müşteri kalitesi, tedarikçi ve müşteri ilişkileri alanlarında 10 yılı aşkın deneyime sahip olup, bu alanlarda çok sayıda yayın ve sertifikaya sahiptir. Bursa Teknik Üniversitesi'nden MBA, aynı üniversiteden Uluslararası Politik Ekonomi alanından yüksek lisans ve Atılım Üniversitesi'nden Mekatronik Mühendisliği alanından lisans derecesinde burslu olarak mezun olmuştur. Aynı zamanda IPMA® C Seviye Sertifikalı Proje Yöneticisidir ve sınavda 83/100 puan alarak IPMA® Düzey B sertifikası için güçlü bir adaydır. Kaliteli ürün ve hizmetler sunma, süreçleri ve sistemleri iyileştirme ve müşteriler ve tedarikçilerle güçlü ilişkiler geliştirme konusunda profesyonel yaklaşıma sahiptir. Isıl işlem, bağlantı elemanları, elektronik, mekanizmalar, teknik tekstiller, PU prosesi, plastik enjeksiyon, OHC, kauçuk prosesi ve daha fazlası gibi çeşitli teknoloji ve proseslerde uzmanlığı bulunmaktadır. Ayrıca İngilizce, Almanca ve Fransızca bilmektedir.
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Arıcılık Malzemeleri

Yeni Yazılar

Mühendislik Maaşları

Bunları Gördünüz mü?